OBJECTIVE: Depression is highly prevalent in frail older adults and both clinical situations share similar clinical and prognostic factors. The aim of this study was to investigate the relationship between frailty and depression by considering each component of frailty, in both genders.
METHODS: Six hundred and forty-one patients aged 60 years and older, admitted to a Geriatrics outpatient clinic in a tertiary hospital, were included in this cross-sectional study. FRIED criteria were used for defining frailty. Depression was assessed by the Geriatric depression scale (GDS). Evaluations related to disability, nutrition, and cognition were performed by the Katz/Lawton scales, mini nutritional assessment (MNA), and the mini mental state examination (MMSE), respectively.
RESULTS: Prevalence of frailty and depression was 48.7% and 36.7%, respectively. Co-occurrence of frailty and depression was observed as 24.0%. Both in men (OR: 3.977, CI: 1.423–11.114, p=0.008) and in women (OR: 2.704, CI: 1.695–4.315, p<0.001), depression was independently associated with frailty, after adjusting with confounders regarding frailty. All FRIED criteria were significantly correlated with the higher GDS scores in women. Two FRIED criteria regarding physical activity and strength measures were not related to depressive symptoms in men. Lawon (p<0.001), MMSE (p=0.004), and MNA scores (p<0.001) were lower in patients with co-occurring frailty and depression, than both as separate conditions.
CONCLUSION: Depression may play a key role in the development of frailty in both genders. Albeit, depressed men seem to be at a higher risk than women for development of frailty are, physical activity and strength measures in the FRIED criteria had a high impact in women for depressive symptoms. Patients with co-occurring frailty and depression are more prone to develop geriatric syndrome related disabilities.
Amaç: Depresyon, kırılgan yaşlı bireylerde oldukça yaygındır ve her iki klinik durum da benzer klinik ve prognostik faktörleri içerir. Bu çalışmanın amacı, her iki cinsiyette kırılganlığın her bir bileşenini göz önünde bulundurarak kırılganlık ve depresyon arasındaki ilişkiyi incelemektir.
Metod: Bu kesitsel çalışmaya, üçüncü basamak bir hastanede Geriatri polikliniğine başvuran 60 yaş ve üstü 641 hasta dahil edildi. Kırılganlığı tanımlamak için FRIED kriterleri kullanıldı. Depresyon, Geriatrik depresyon ölçeği (GDS) ile değerlendirildi. Fonksiyonellik, beslenme ve bilişsel durum ile ilgili değerlendirmeler sırasıyla Katz / Lawton ölçekleri, mini nütrisyonel beslenme değerlendirmesi (MNA) ve mini mental durum muayenesi (MMSE) ile gerçekleştirildi.
Sonuç: Kırılganlık ve depresyon prevalansı sırasıyla% 48.7 ve% 36.7 idi. Kırılganlık ve depresyon birlikte görülme oranı% 24.0 olarak gözlendi. Hem erkeklerde (OR: 3.977, CI: 1.423-11.114, p = 0.008) hem de kadınlarda (OR: 2.704, CI: 1.695-4.315, p <0.001), depresyon, kırılganlığı etkileyen faktörler düzeltildikten sonra, bağımsız olarak kırılganlıkla ilişkili gözlendi. Tüm FRIED kriterleri, kadınlarda daha yüksek GDS skorları ile korelasyon gösterdi. Fiziksel aktivite ve kuvvet ölçümleriyle ilgili iki FRIED kriteri erkeklerde depresif semptomlarla ilişkili değildi. Eş zamanlı kırılganlık ve depresyonu olan hastalarda Lawon (p <0.001), MMSE (0.004) ve MNA skorları (p <0.001), ayrı ayrı olarak her iki duruma göre daha düşüktü.
Tartışma: Depresyon, her iki cinsiyette de kırılganlığın gelişmesinde önemli bir rol oynayabilir. Her ne kadar depresif erkekler kırılganlık gelişimi açısından kadınlardan daha yüksek risk altında görünse de, FRIED kriterlerindeki fiziksel aktivite ve güç ölçümleri, kadınlarda depresif belirtiler için yüksek etkiye sahipti. Eş zamanlı kırılganlık ve depresyonu olan hastalar, geriatrik sendromlarla ilişkili dizabiliteler geliştirmeye daha yatkın gözükmektedirler. (NCI-2020-0366.R1)