OBJECTIVE: Chronic urticaria (CU) is a common skin disease in which the etiology involves immunological and psychological factors. Childhood traumas may disrupt the development of the neuro-immuno-cutaneous-endocrine system and start a complex pathophysiological process with inflammatory abnormalities, potentially leading to the development of skin disease. In light of this information, we believe that childhood trauma may play a role in the onset and severity of disease in CU patients. Our study aimed to discover a potential relationship between CU and childhood traumatic experiences.
METHODS: This study was conducted with 53 controls and 50 CU patients. The participants were given a questionnaire form that included sociodemographic information, Beck Anxiety Scale, Beck Depression Scale, and Childhood Trauma Questionnaire (CTQ-28).
RESULTS: The rates of childhood trauma were found to be 68% in the patient group, and 54.7% in the control group. The patient group demonstrated higher scores for moderate to severe anxiety and depression. The mean emotional abuse score was significantly higher in early onset (<35 ages) urticaria patients in comparison to late onset urticarial (≥35 ages) and the control group. It was found that depression scores were positively correlated with all abuse sub-types, excluding sexual abuse, and total CTQ-28 scores. Anxiety scores were positively correlated with emotional abuse, physical neglect, emotional neglect, and total CTQ-28 scores.
CONCLUSION: Childhood traumas are associated with the early onset and severity of disease in CU patients as well as the accompanying depression and anxiety.
Giriş: Kronik ürtiker (KÜ), etiyolojisinde immünolojik ve psikolojik faktörlerin olduğu yaygın bir deri hastalığıdır. Çocukluk çağı travmaları, nöro-immüno-kutanöz-endokrin sistemin gelişimini bozabilir ve enflamatuar anormalliklerle karmaşık bir patofizyolojik süreci başlatarak potansiyel olarak deri hastalığının gelişmesine yol açabilir. Bu bilgiler ışığında, çocukluk çağı travmasının KÜ hastalarında hastalığın başlangıcı ve şiddetlenmesinde rol oynayabileceğine inanıyoruz. Çalışmamız, KÜ ile çocukluk çağı travmatik deneyimleri arasında potansiyel bir ilişki ortaya çıkarmayı amaçladı.
Yöntem: Bu çalışma 53 kontrol ve 50 KÜ hastası ile gerçekleştirildi. Katılımcılara sosyodemografik bilgileri içeren bir anket formu, Beck Anksiyete Ölçeği, Beck Depresyon Ölçeği ve Çocukluk Travması Ölçeği [Childhood trauma questionnaire (CTQ-28)] verildi.
Bulgular: Hasta grubunda herhangi bir çocukluk çağı travma varlığı %68, kontrol grubunda ise %54.7 olarak bulundu. Hasta grubunda, orta ila şiddetli anksiyete ve depresyon skorları daha yüksekti. Ortalama duygusal istismar skoru, erken başlangıçlı ürtiker hastalarında (<35 yaş), geç başlangıçlı ürtiker (≥35 yaş) ve kontrol grubuna göre anlamlı olarak daha yüksekti. Depresyon puanlarının cinsel istismar hariç tüm istismar alt türleri ve CTQ-28 toplam puanları ile pozitif yönde ilişkili olduğu bulunmuştur. Anksiyete puanları duygusal istismar, fiziksel ihmal, duygusal ihmal ve CTQ-28 toplam puanları ile pozitif korelasyon gösterdi.
Sonuç: Çocukluk çağı travmaları, kronik ürtiker hastlarında hastalığın erken başlangıcı, şiddeti ve hastalığa eşlik eden depresyon ve anksiyete ile ilişkili bulunmuştur. (NCI-2021-3-24/R1)