OBJECTIVE: The aim of this study was to reveal the relationship between hemodialysis (HD) adequacy and dialysis symptom index (DSI) in patients with end-stage kidney disease (ESKD).
METHODS: This prospective study included 92 ESKD patients who underwent HD three times a week. Data including sex, age, education status, marital status, economic status, employment status, dependency status, type of vascular access, and duration of HD were recorded. Biochemical and hematological analyses were carried out. Dialysis adequacy was assessed based on clinical and biochemical analysis. The DSI was used to evaluate the emotional and physical symptoms of HD patients.
RESULTS: Of the patients, 55 were males and 37 were females, with a mean age of 59.95±14.9 years. The median duration of HD was 60.0 months (interquartile range: 20.8–103.5). The mean DSI score was 54.35±26.0, with a significantly higher score in female patients (p<0.001). There was a significant correlation between DSI and increasing age (p<0.05). The single pool Kt/V (spKt/V) ratio of HD patients with AVF access was significantly higher, and the mean DSI was significantly lower than that of those receiving HD with a central venous catheter (p<0.001). The mean DSI score was significantly higher in patients with a spKt/V ratio of <1.2 than those with a spKt/V ratio of ≥1.2 (p<0.001). In multivariate regression analysis using biochemical parameters, the spKt/V ratio was a significant and independent predictor of DSI scores (R2=0.64, p<0.001). In addition, a significant and independent relationship was found between DSI and gender, age, and economic status in the regression analysis (R2=0.36, p<0.001).
CONCLUSION: Dialysis adequacy is an independent predictor of DSI. If an adequate dialysis dose is ensured to be delivered, symptom burden may dramatically decrease.
Amaç: Bu çalışmanın amacı, son dönem böbrek yetmezliği (SDBY) olan hastalarda hemodiyaliz (HD) yeterliliği ile diyaliz semptom indeksi (DSİ) arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktı.
Yöntemler: Prospektik olarak dizayn edilen bu çalışmaya haftada üç kez HD uygulanan toplam 92 SDBY hastası dahil edildi. Cinsiyet, yaş, eğitim durumu, medeni durum, ekonomik durum, çalışma durumu, bağımlılık durumu, damar yolu tipi ve HD kalma süresi gibi veriler kaydedildi. Biyokimyasal ve hematolojik analizler yapıldı. Diyaliz yeterliliği klinik ve biyokimyasal analize dayalı olarak değerlendirildi. DSİ, HD hastalarının emosyonel ve fiziksel semptomlarını değerlendirmek için kullanıldı.
Bulgular: Hastaların 55'i erkek, 37'si kadın olup, yaş ortalamaları 59,95±14,9 yıl idi. Medyan HD süresi 60,0 aydı (çeyrekler arası aralık [IQR]: 20,8-103,5). Ortalama DSİ puanı 54,35±26,0 olup kadın hastalarda anlamlı olarak daha yüksekti (p<0,001). DSİ ile artan yaş arasında anlamlı bir ilişki vardı (p<0,05). Arterio-venöz fistül (AVF) girişi olan HD hastalarının tek havuz Kt/V (spKt/V) oranı, santral venöz kateter ile HD alanlara göre anlamlı olarak daha yüksek ve ortalama DSI anlamlı olarak daha düşüktü (p<0,001). Ortalama DSİ skoru, spKt/V oranı <1,2 olan hastalarda spKt/V oranı ≥1,2 olanlara göre anlamlı olarak yüksekti (p<0,001). Biyokimyasal parametrelerin kullanıldığı çok değişkenli regresyon analizinde spKt/V oranı, DSİ skorlarının anlamlı ve bağımsız bir yordayıcısıydı (R2=0,64, p<0,001). Buna ek olarak regresyon analizinde DSİ ile cinsiyet, yaş ve ekonomik durum arasında da anlamlı ve bağımsız bir ilişki bulunmuştur (R2=0,36, p<0,001).
Sonuç: Diyaliz yeterliliği DSI’ni anlamlı ve bağımsız olarak öngörmektedir. Yeterli bir diyaliz dozu ile semptomların sıklık ve şiddetinde anlamlı bir azalma sağlanabilir. (NCI-2023-2-1)