OBJECTIVE: Exercise-induced bronchoconstriction (EIB) without asthma and non-allergic rhinitis is frequently reported in athletes who are facing high-risk of airway dysfunctions such as elite swimmers. Therefore, we aimed to evaluate the effect of exercise on nasal and pulmonary functions, additionally to determine the prevalence of EIB and rhinitis in adolescent elite swimmers.
METHODS: The study included 47 adolescent licensed-swimmers (26 males and 21 females) aged between 10 and 17 years old. The prevalence of asthma and allergic disease and the symptom severity scores measured before and after swimming training were assessed through an interview form which includes information related to our study goal. In addition, acoustic rhinometry was utilized to evaluate nasal airway, spirometry was utilized to evaluate EIB in accordance with standard protocols.
RESULTS: Six swimmers had a history of allergic rhinitis (12.8%), while three (6.4%) had asthma. Post-swim mean forced vital capacity (FVC) was significantly higher than pre-swim FVC (p=0.019) and forced expiratory volume 1 (FEV-l)/FVC ratio was significantly lower than pre-swim FEV-l/FVC ratio (p=0.034). In addition, the prevalence of EIB was 8.5%. Moreover, level of nasal discharge statistically increased in post-swim period (p=0.003).
CONCLUSION: We have documented that swimming cause’s nasal discharge but do not effect nasal passages. In addition, we observed that the overall prevalence of EIB in swimmers was not different from that of the general population, furthermore swimming exercise significantly increased FVC of swimmers. Therefore, we concluded swimming training can be recommended for children diagnosed with asthma or allergic rhinitis.
AMAÇ: Elit yüzücüler gibi yüksek hava yolu disfonksiyonu riski taşıyan sporcularda astım ve alerjik olmayan rinitsiz egzersize bağlı bronkokonstriksiyon (EIB) sıklıkla bildirilmektedir. Bu nedenle, ek olarak ergen elit yüzücülerde EIB ve rinit prevalansını belirlemek için egzersizin burun ve solunum fonksiyonları üzerindeki etkisini değerlendirmeyi amaçladık.
YÖNTEMLER: Çalışmaya 10-17 yaşları arasında 47 ergen lisanslı yüzücü (26 erkek, 21 kadın) dahil edildi. Yüzme eğitiminden önce ve sonra ölçülen astım ve alerjik hastalık prevalansı ve semptom şiddeti skorları, çalışma amacımızla ilgili bilgileri içeren bir görüşme formu ile değerlendirildi. Ayrıca nazal hava yolunu değerlendirmek için akustik rinometri, standart protokollere göre EIB'yi değerlendirmek için spirometri kullanıldı.
BULGULAR: Altı yüzücünün alerjik rinit öyküsü (% 12.8), üçünde (% 6.4) astım vardı. Yüzme sonrası ortalama zorla yaşam kapasitesi (FVC), yüzme öncesi FVC'den (p = 0,019) önemli ölçüde yüksekti ve zorunlu ekspiratuar hacim (FEV-l) / FVC oranı yüzme öncesi FEV-l / FVC oranından (p = 0,034). Ayrıca AYB prevalansı% 8,5 idi. Ayrıca nazal akıntı düzeyi yüzme sonrası dönemde istatistiksel olarak arttı (p = 0,003).
SONUÇ: Yüzmenin burun akıntısına neden olduğunu, ancak burun pasajlarını etkilemediğini belgeledik. Buna ek olarak, yüzücülerde EIB prevalansının genel popülasyondan farklı olmadığını, ayrıca yüzme egzersizinin FVC'yi önemli ölçüde artırdığını gözlemledik. Bu nedenle astım veya alerjik rinit teşhisi konan çocuklar için yüzme eğitiminin önerilebileceği sonucuna vardık (NCI-2020-0215.R2)