OBJECTIVE: Blood transfusion is life-saving medical practice with significant risks. National and international guidelines have been established for indications related to blood use and threshold values for transfusions. In this study, we aimed to determine the erythrocyte and thrombocyte transfusion rates in surgical, internal, and emergency clinics in our hospital and to compare the threshold values before erythrocyte and platelet (PLT) transfusion among the clinics.
METHODS: Red blood cell (RBC) and PLT transfusions in our hospital between January 2019 and June 2019 were retrospectively analyzed. Clinics were divided into three groups: surgical clinics, internal clinics, and emergency clinic. Demographic characteristics, pre-transfusion hemoglobin (Hb), and PLT values of patients were recorded. Data were analyzed statistically.
RESULTS: During the 6-month study period, 5179 patients were transfused in 24,924 patients and the transfusion rate was 21%. In this period, a total of 14,518 units of blood products including 8369 units RBC suspension and 1390 units PLT suspension were transfused. The mean age of the patient was 50.32±28.88 years and the female/male ratio was 1.11. The most RBC transfusions were performed in the general internal medicine service in internal clinics and gynecology in surgical clinics. The most PLT transfusions were performed in the general medicine service in internal clinics and pediatric cardiovascular surgery in surgical clinics. ES transfusions were performed in the emergency medicine clinic with the lowest mean Hb value (Hb: 8.07±1.84 g/dl) and in the surgical clinics with the highest mean Hb value (Hb: 9.29±1.46 g/dl). TS transfusions were performed in internal clinics with the lowest mean PLT value (PLT: 44030±44075/mm3), while the highest mean PLT value (PLT: 97140±75782/mm3) was performed in surgical clinics.
CONCLUSION: It was observed that threshold values in particular for PLT transfusions in our hospital were above the guideline recommendations. Our results suggest that the knowledge level of physicians about transfusion limits and practices should be increased.
Giriş: Kan transfüzyonu hayat kurtarıcı olmanın yanında önemli riskler barındıran bir tıbbi uygulamadır. Kan kullanımı ile ilgili endikasyonlar ve transfüzyon için eşik değerler için ulusal ve uluslararası rehberler oluşturulmuştur. Bu çalışmada, hastanemizdeki cerrahi, dahili ve acil kliniklerin eritrosit ve trombosit kullanım oranları ile bu kliniklerde kullanılan transfüzyon öncesi eşik değerlerin karşılaştırılması amaçlanmıştır.
Metod: Ocak 2019-Haziran 2019 tarihleri arasında hastanemizde uygulanan eritrosit ve trombosit transfüzyonları geriye dönük incelendi. Klinikler cerrahi, dahili ve acil olarak üç grupta toplandı. Transfüzyon alan hastaların demografik özellikleri, transfüzyon öncesi hemoglobin(Hb) ve platelet(PLT) değerleri kaydedildi. Veriler istatistiksel olarak analiz edildi.
Bulgular: Hastanemizde altı aylık süre içinde 24924 hasta yatarak tedavi almıştır. Bu hastalar içinde transfüzyon yapılan hasta sayısı 5179 ve transfüzyon oranı %21’dir. Hastanemizde toplam 14518 ünite kan ürünü kullanılmıştır. Bunların 8369 ünitesini eritrosit süspansiyonu (ES), 1390 ünitesini trombosit süspansiyonu(TS) oluşturmaktadır. Kan ürünü alan hastaların ortalama yaşı 50.32±28.88 yıl ve kadın/erkek oranı 1.11’dir. En çok ES transfüzyonu dahili kliniklerden iç hastalıklarında, cerrahi kliniklerden kadın-doğumda yapılmıştır. En çok TS transfüzyonu cerrahi klinikler içinde çocuk kalp-damar cerrahisinde, dahili klinikler içinde iç hastalıklarında yapılmıştır. ES transfüzyonları 3 ana klinik içinde en düşük ortalama Hb değeri ile acil tıp kliniğinde (Hb: 8.07±1.84g/dl), en yüksek ortalama Hb değeri ile cerrahi kliniklerde (Hb: 9.29±1.46g/dl) yapılmıştır. TS transfüzyonlar ise 3 klinik grup içinde en düşük ortalama PLT değeri ile dahili kliniklerde (PLT: 44030±44075/mm3) yapılırken, en yüksek ortalama PLT değeri ile cerrahi kliniklerde (PLT: 97140±75782/mm3) yapılmıştır.
Sonuç: Bu çalışmada, hastanemizde trombosit transfüzyonlarında kullanılan eşik değerlerin rehber önerilerinin üzerinde olduğu görüldü. Sonuçlarımız, hekimlerin transfüzyon sınırları ve uygulamaları konusunda bilgi düzeylerinin arttırılması ile transfüzyon sıklığının azaltılması gerektirdiğini düşündürmektedir. (NCI-2021-2-18)