OBJECTIVE: Coronavirus disease-19 (COVID-19) is a multisystemic disease that can cause severe illness and mortality by exacerbating symptoms such as thrombosis, fibrinolysis, and inflammation. Plasminogen activator inhibitor-1 (PAI-1) plays an important role in regulating fibrinolysis and may cause thrombotic events to develop. The goal of this study is to examine the relationship between PAI-1 levels and disease severity and mortality in relation to COVID-19.
METHODS: A total of 71 hospitalized patients were diagnosed with COVID-19 using real time-polymerase chain reaction tests. Each patient underwent chest computerized tomography (CT). Data from an additional 20 volunteers without COVID-19 were included in this single-center study. Each patient’s PAI-1 data were collected at admission, and the CT severity score (CT-SS) was then calculated for each patient.
RESULTS: The patients were categorized into the control group (n=20), the survivor group (n=47), and the non-survivor group (n=24). In the non-survivor group, the mean age was 75.3±13.8, which is higher than in the survivor group (61.7±16.9) and in the control group (59.5±11.2), (p=0.001). When the PAI-1 levels were compared between each group, the non-survivor group showed the highest levels, followed by the survivor group and then the control group (p<0.001). Logistic regression analysis revealed that age, PAI-1, and disease severity independently predicted COVID-19 mortality rates. In this study, it was observed that PAI-1 levels with >10.2 ng/mL had 83% sensitivity and an 83% specificity rate when used to predict mortality after COVID-19. Then, patients were divided into severe (n=33) and non-severe (n=38) groups according to
disease severity levels. The PAI-1 levels found were higher in the severe group (p<0.001) than in the non-severe group. In the regression analysis that followed, high sensitive troponin I and PAI-1 were found to indicate disease severity levels. The CT-SS was estimated as significantly higher in the non-survivor group compared to the survivor group (p<0.001). When comparing CT-SS between the severe group and the non-severe group, this was significantly higher in the severe group (p<0.001). In addition, a strong statistically significant positive correlation was found between CT-SS and PAI-1 levels (r: 0.838, p<0.001).
CONCLUSION: Anticipating poor clinical outcomes in relation to COVID-19 is crucial. This study showed that PAI-1 levels could independently predict disease severity and mortality rates for patients with COVID-19.
Amaç: COVID-19 (Corona Virüs Hastalığı 2019) tromboz, fibrinoliz, inflamasyon gibi süreçlerle ilerleyerek ciddi hastalık ve ölümlere neden olabilen multisistemik bir hastalıktır. Plazminojen aktivatör inhibitörü-1 (PAI-1), fibrinolizin düzenlenmesinde önemli bir role sahiptir ve trombotik olayların gelişmesine neden olabilir. Bu çalışmanın amacı, COVID-19 nedeniyle hastaneye yatırılan hastalarda PAI-1 düzeyleri ile hastalık şiddeti ve mortalite arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktır.
Yöntemler: Bu tek merkezli çalışmaya RT-PCR ile COVID-19 tanısı konan ve toraks BT'si çekilmiş 71 yatan hasta ve kontrol için 20 sağlıklı birey dahil edildi. PAI-1 hastane başvurusu sırasında toplandı ve her hasta için BT şiddet skoru hesaplandı.
Bulgular: Öncelikle kişiler kontrol (n=20), sağ kalan (n=47) ve sağ kalmayan (n=24) olarak gruplandırıldı. Yaş ortalaması, sağ kalmayan grupta (75.3 ± 13.8), sağ kalan gruba (61.7 ± 16.9) ve kontrol grubuna (59.5 ± 11.2) göre daha yüksekti. PAI-1 seviyeleri, gruplar arasında karşılaştırıldığında, sağ kalmayan grupta sağ kalanlara göre, sağ kalan grupta kontrol grubuna göre daha yüksekti, (p<0.001). Lojistik regresyon analizinde yaş, PAI-1 ve hastalık ciddiyeti COVID-19 mortalitesinin bağımsız öngörücüleri olarak bulundu. PAI-1 seviyeleri >10.2 ng/ml, COVID-19 ilişkili mortaliteyi öngörmede % 83 duyarlılığa ve % 83 özgüllüğe sahipti. Daha sonra hastalar hastalığın şiddetine göre ciddi olan (n=33) ve ciddi olmayan (n=38) olarak gruplandırıldı. Ciddi hastalığı olan grupta da PAI-1 düzeyleri daha yüksekti, (p<0.001). Regresyon analizinde hs-TnI ve PAI-1'in hastalığın ciddiyetini öngördüğü bulundu. Hesaplanan bilgisayarlı tomografi ciddiyet skorunun (BT-CS), sağ kalan grupta sağ kalmayan gruba göre anlamlı olarak daha yüksek olduğu tespit edildi, (p <0.001). Ek olarak, ciddi hastalığı olmayan ve ciddi hastalığı olan gruplar karşılaştırıldığında, BT-CS, ciddi hastalığı olanlarda anlamlı derecede daha yüksekti, (p<0.001). Ayrıca, BT-CS ve PAI-1 seviyeleri arasında pozitif yönde güçlü bir korelasyon bulundu, (r: 0.838, p<0.001).
Sonuç: COVID-19 ile ilgili olarak kötü klinik sonuçların tahmin edilmesi çok önemlidir. Bu çalışma, PAI-1 düzeylerinin COVID-19'lu hastalar için hastalık ciddiyetini ve ölüm oranlarını bağımsız olarak öngördürebileceğini göstermektedir. (NCI-2022-9-11/R1)