OBJECTIVE: Urticarial vasculitis (UV) is an uncommon disease clinically presenting with pruritic urticarial plaques of the skin. The disease is classified as normocomplementic and hypocomplementemic types according to their complement levels. We aimed to evaluate demographic characteristics, laboratory findings, and response to treatment of patients diagnosed as UV in our clinic.
METHODS: Between January 2015 and January 2019, the files of the patients were retrospectively reviewed. Demographic data, clinical features, laboratory findings, suspected triggering factors, disease course, treatment modalities, and treatment results of the patients were recorded.
RESULTS: A total of 16 patients (nine males [56.25%], seven females [43.75%]) were included in the study.The mean age at diagnosis was 45.2±10.4 years and the duration of the disease was 72.1±62 months. Twelve (75%) patients had angioedema and two (12.5%) patients had residual hyperpigmentation. The most common extracutaneous finding was arthralgia (43.7%). No hypocomplementemia was detected in the patients. The most common abnormal laboratory findings were CRP elevation (37.5%) and ANA positivity (n=4/15, 26.7%). Analgesic and antibiotic drugs use were the most common possible triggering factors for the disease (n=9, 56%). Oral antihistamines, oral corticosteroids, azathioprine, colchicine, dapsone, hydroxychloroquine, doxepin, and omalizumab were among the treatments given to the patients. Complete remission was achieved in three patients.
CONCLUSION: Compared with other studies, we found that angioedema was more frequent, postinflammatory hyperpigmentation was lower and long-term treatment was needed to control UV attacks. There are a few studies on UV and we think that more and larger patient groups are needed for standardization of treatment.
Amaç Ürtikeryal vaskülit (ÜV), deride kaşıntılı ürtikeryal plaklar ile ortaya çıkan nadir bir hastalıktır. Hastalık kompleman seviyesine göre normokomplemantemik ve hipokomplemantemik tip olarak sınıflandırılır. Kliniğimizde ÜV tanısı almış olan hastaların demografik özelliklerini, laboratuvar bulgularını ve tedaviye yanıtlarını değerlendirmeyi amaçladık.
Yöntemler Ocak 2015-Ocak 2019 tarihleri arasında hastaların dosyaları geriye dönük olarak incelendi. Demografik veriler, klinik özellikler, laboratuar bulguları, şüpheli tetikleyici faktörler, hastalığın seyri, tedavi yöntemleri ve tedavi sonuçları kaydedildi.
Bulgular Çalışmaya toplam 16 hasta [9 erkek (%56.25), 7 kadın (%43.75)] dahil edildi. Tanı sırasındaki ortalama yaş 45.2±10.4 yıl ve hastalık süresi 72.1±62 ay idi. On iki (%75) hastada anjioödem ve iki (%12.5) hastada rezidüel hiperpigmentasyon vardı. En sık saptanan deri dışı bulgu artralji (%43.7) idi. Hastalarda hipokomplemantemi saptanmadı. En sık görülen anormal laboratuvar bulguları CRP yüksekliği (%37.5) ve ANA pozitifliği (n = 4/15, %26.7) idi. Analjezik ve antibiyotik ilaç kullanımı hastalık için en olası tetikleyici faktörlerdi (n = 9, %56). Hastalara veriler tedaviler içerisinde oral antihistaminler, oral kortikosteroidler, azatiopurin, kolşisin, dapson, hidroksiklorokin, doksepin ve omalizumab yer almaktaydı. Üç hastada tam remisyon sağlandı.
Sonuç Diğer çalışmalar ile karşılaştırıldığında anjioödem varlığını daha sık, postinflamatuar hiperpigmentasyonun ise daha düşük olduğunu ve ÜV ataklarının kontrolü için uzun süreli tedaviye ihtiyaç olduğunu saptadık. ÜV konusunda yapılmış çalışma sayısı oldukça azdır ve tedavinin standardizasyonu için daha fazla sayıda ve daha geniş hasta grupları ile çalışmaya ihtiyaç olduğunu düşünmekteyiz. (NCI-2019-0281.R1)