INTRODUCTION: Bradyarrhythmia is one of the complications that may develop after cardiac surgery. Only a few studies have previously dealt with this concern, and in our study, we investigated the factors affecting the development of atrioventricular block or sinus node dysfunction and the requirement of permanent pacemaker following cardiac surgery.
METHODS: A total of 62 patients who developed the atrioventricular (AV) block or sinus node dysfunction and required a permanent pacemaker following cardiac surgery were included in the study. Among these, 31 patients were evaluated prospectively, and the information regarding 31 patients was evaluated retrospectively based on hospital records. Demographic, clinical, and surgical information was recorded. Patients were grouped according to the types of procedures, including the coronary artery bypass graft, valve surgery, congenital heart disease, and combinations of these. Patients were evaluated by standard 12-lead electrocardiogram and transthoracic echocardiography preoperatively. The postoperative development of bradyarrhythmia and requirement of permanent pacemaker were evaluated.
RESULTS: The mean age of patients with preoperative conduction abnormality and wide QRS was statistically significantly higher than those without these disorders. The odds ratio for preoperative conduction abnormality risk in patients over 70 years of age was found as 4.429 (95% confidence interval, 1.40–13.93). There was no gender-related statistically significant difference in terms of left ventricular ejection fraction, left ventricular dilatation, interventricular septum thickness, the time interval from operation to the development of AV block, concomitant diseases, and complication rates.
DISCUSSION AND CONCLUSION: Preoperative conduction abnormality and wide QRS in patients over 70 years of age was determined as a risk factor.
GİRİŞ ve AMAÇ: Bradiaritmi kalp cerrahisi sonrası gelişebilen komplikasyonlardan biridir. Bu konuyla ilgili daha önce çok az sayıda çalışma yapılmış olup, biz de çalışmamızda kalp cerrahisi sonrası atriyoventriküler blok veya sinüs nod disfonksiyonu gelişmesini etkileyen ve kalıcı kalp pili takılmasını gerektiren faktörleri inceledik.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Kalp cerrahisi sonrası atriyoventriküler blok veya sinüs nod disfonksiyonu gelişen ve kalıcı kalp pili takılan 62 hasta çalışmamıza dahil edilmiştir. Bunlar arasında 31 hasta prospektif olarak değerlendirilmiş olup kalan 31 hasta hastane kayıtlarına dayanarak retrospektif olarak incelenerek demografik ve klinik özellikleri ve ameliyat bilgileri kaydedilmiştir. Hastalar geçirdikleri ameliyatlara göre koroner arter baypas greft, kalap kapak cerrahisi, konjenital kalp cerrahisi ve bunların kombinasyonları olarak gruplandırılmıştır. Hastalar preoperatif olarak standart 12 derivasyon elektrokardiyogram ve transtorasik ekokardiyografi ile değerlendirilmiş olup postoperatif dönemde bradiaritmi gelişen ve kalıcı kalp pili takılan hastalar incelenmiştir.
BULGULAR: Operasyon öncesi ileti anormalliği ve QRS genişliği görülen olguların görülmeyen olgulara göre yaş ortalaması istatistiksel olarak anlamlı düzede yüksekti. 70 yaş üzeri olgularda operasyon öncesi ileti anormalliği görülme riski için odds oranı 4,429 (%95 CI: 1,40-13,93) olarak saptandı. Cinsiyet, sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu, sol ventrikül dilatasyonu, intraventriküler septum kalınlığı, operasyon ile blok gelişimi arasında geçen süre, eşlik eden hastalıklar ve komplikasyon oranları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmadı.
TARTIŞMA ve SONUÇ: 70 yaş üzeri hastalarda preoperatif ileti anormalliği ve QRS genişliği risk faktörü olarak belirlendi.