INTRODUCTION: The aim of this study was to investigate the frequency of renal calculi in patients with ankylosing spondylitis (AS) and to determine its relationship with disease assessment variables.
METHODS: The study was designed retrospectively, and it included a cohort of 320 patients with AS diagnosed using the Modified New York Criteria. A total of 119 patients who underwent renal ultrasonography (USG), in who the erythrocyte sedimentation rate, C-reactive protein, blood calcium, phosphorus, Vitamin D, parathormone, and urinary calcium excretion were measured, and who also had lateral cervical and lumbar radiography in the same time period were extracted from the cohort. All patients’ demographic characteristics and the results of blood and urine tests were recorded. The Ankylosing Spondylitis Disease Activity Index (BASDAI), Ankylosing Spondylitis Functional Index (BASFI), Ankylosing Spondylitis Mobility Index (BASMI), and Modified Stoke Ankylosing Spondylitis Spinal Score (mSASSS) were evaluated in all patients.
RESULTS: Thirteen of the 119 patients had renal calculi confirmed by USG data. The frequency of nephrolithiasis detected by USG was 10.9% in patients with AS. The disease lasted significantly longer in patients with renal calculi ([nephrolithiasis (+): 18.39±8.72 years; nephrolithiasis (−): 12.02±8.43 years, p=0.01]). The BASMI total score was significantly higher in the group of patients with renal calculi. There was not any significant difference in terms of blood samples, HLA-B27, BASDAI, BASFI, and mSASSS between groups.
DISCUSSION AND CONCLUSION: The frequency of renal stones is increased in patients with AS compared to healthy population. Especially patients who had AS for a long time and higher BASMI values are more susceptible to renal calculi. It is important to point out that the results of this type of studies would be more reliable if the study is conducted on large patient groups and population-based prevalence.
GİRİŞ ve AMAÇ: Ankilozan spondilitli (AS) hastalarımızda böbrek taşı sıklığını araştırmak ve hastalık değerlendirme ölçekleri arasındaki ilişkiyi saptamak.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Çalışma, retrospektif olarak Modifiye New York Kriterleri ile AS teşhisi almış 320 kişilik bir hasta grubu üzerinden planlandı. Aynı dönemde renal ultrasonografi (USG), eritrosit sedimantasyon hızı, C-reaktif protein, kalsiyum, fosfor, vitamin-D, parathormon ve üriner kalsiyum atılımı olan ve aynı zaman aralığında lateral servikal ve lomber konvansiyonel radyografisi de mevcut olan 119 hasta çalışmaya dahil edildi. Tüm hastaların demografik özellikleri, belirtilen kan düzeyi, idrar testleri ve ko-morbiditeleri kaydedildi. Tüm hastalarda Ankilozan Spondilit Hastalık İndeksi (BASDAI), Ankilozan Spondilit Fonksiyonel İndeksi (BASFI), Ankilozan Spondilit Mobilite İndeksi (BASMI) ve modifiye Stoke Ankilozan Spondilit Spinal Skoru (mSASSS) değerlendirildi.
BULGULAR: Yüz on dokuz (119) hastanın 13'ünde böbrek taşı USG verileriyle doğrulandı. AS hastalarımızda ultrasonografiyle saptanan böbrek taşı sıklığı %10.9 bulundu. Hastalık süresi böbrek taşı olan hastalarda [nefrolitiazis (+): 18.39 ± 8.72 yıl], renal taşı olmayanlara [nefrolitiazis (-): 12.02 ± 8.43 yıl] göre daha uzun bulundu (p = 0.01). Total BASMI skoru, renal taşı olanlarda istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulundu. Kan örnekleri, HLA-B27, komorbidite, BASDAI, BASFI ve mSASSS açısından iki grup arasında anlamlı farklılık bulunmadı.
TARTIŞMA ve SONUÇ: AS hastalarında böbrek taşı sıklığı sağlıklı popülasyona kıyasla artmaktadır. Özellikle uzun hastalık süresi ve yüksek BASMI değerleri olan AS hastaları, böbrek taşına daha yatkın görülmektedir. AS hastalarının değerlendirilmesinde böbrek taşı araştırılması unutulmamalıdır. Bu tarz çalışma sonuçlarının güvenilirliği, çalışma daha büyük hasta gruplarında ve nüfusa dayalı yaygınlıkta yapıldığında, arttığını belirtmekte yarar var.